osh bakıcısı Elizabeth’i ilk tanıştıkları andan itibaren çok sevmişti. Onun yanında her zaman neşeli ve mutluydu. Genç anne baba da Elizabeth’i aileye sevinçle kabul ettiler. Elizabeth Williams ailesi için çalışmaktan mutluluk duyuyordu ancak güneşli bir günün tamamen kabusa döneceğini asla tahmin etmiyordu.Sıcak bir Kaliforniya gününde Elizabet, Josh’u hava alması için dışarı çıkarmaya karar verdi. İkisi eve geri döndüklerinde olağan dışı bir şey yoktu. Yalnız Elizabeth soaka kapıyı açtığında bir gariplik sezdi yine de tam olarak ne olduğunu anlayamadı.Josh’a döndü fakat Josh onu beklemeden doğruca evin içine oyuncaklarını almak için koştu.Geri gelmesi için ona yalvarsa da artık çok geçti…” İşte tam o sırada merdivenlerden gelen ayak seslerini duydu, içgüdüleri onu yanıltmamıştı. Artık düşünecek hiç vakit yoktu, hemen harekete geçerek küçük çocuğu güven altına almalıydı.” Adrenalin pompalayan Elizaveth’in kalbi yerinden çıkacakmış gibi çarparken çabucak eve girdi ve çocuğun peşinden koştu. Kollarına aldığı Josh’la beraber hayatı pahasına koşmaya başladı. Çitin üzerinden atlarken neredeyse düşüyorlardı.Komşunun bahçesine girdiler ve eve doğru koştular. Elizabeth çılgınlar gibi kapıya vururken bağırıyordu: “Kapıyı açın, lütfen acele edin!”Komşuları korkunç bir şeyin olduğunu anladılar ve hemen polisi aradılar. Elizabeth’in kalbi duracakmış gibi çarpıyordu. Duyduğu korkuya rağmen ufak Josh’u ve kendini güvenli bir yere atmayı başarmıştı. Ancak kabus henüz sona ermemişti.Polis gelene kadar sanki yıllar geçmişti, aslında sadece birkaç dakika sonra Josh’un ailesinin evine varmışlardı. O kadarcık süre bile Elizabeth’e uzun gelmişti çünkü eve giren hırsız kaçmayı başarmıştı…