Kişisel alanın en değerli ve korunması gereken meta olduğu uçak yolculuklarında yaşanan bir olay, toplu taşıma adabı ve kendini koruma yöntemleri hakkında düşündürücü bir örnek oluşturdu. Crystal ve eşi Alton, aile ziyaretlerinin ardından evlerine dönüş yolculuğunda rahat bir uçuş beklerken, kendilerini beklenmedik bir saygısızlıkla karşı karşıya buldular. Arkalarında oturan bir kadın yolcu, çıplak ayaklarını Alton’ın koltuğunun baş kısmına dayayarak rahatsız edici bir görüntü ve durum oluşturdu. Alton’ın nazikçe yaptığı “Ayaklarınızı indirebilir misiniz?” ricası, kadından “Ben de bu koltuğun parasını ödedim, rahat olmayı hak ediyorum” şeklinde soğuk ve benmerkezci bir yanıt aldı. Durumu çözmek için yardım istenen uçuş görevlisinin müdahalesi de yalnızca geçici bir çözüm sağladı. Görevlinin uzaklaşmasından hemen sonra kadın, ayaklarını tekrar aynı rahatsız edici pozisyona getirdi. Yaşanan bu ısrarlı saygısızlık karşısında Crystal, durumu kabullenmek yerine yaratıcı bir çözüm geliştirmeye karar verdi. İçecek servisi sırasında eşinin gin-toniğini aldı ve yaşanan türbülansı fırsat bilerek, kadının ayaklarına içkiyi döktü. “İyy! Ayaklarım ıslandı!” çığlıklarına ise türbülansı gerekçe göstererek masum bir tavır takındı. Bu beklenmedik ve yaratıcı tepki, uçuşun geri kalanında istenen sonucu verdi. Kadın bir daha ayaklarını koltuklara koymadı. Crystal ve Alton, kişisel sınırları korumanın ve gerektiğinde yaratıcı yollarla kendini savunmanın önemini vurgulayan bu deneyimle evlerine döndüler. Bu olay, özellikle uçak gibi dar ve paylaşılan alanlarda başkalarının konforuna ve kişisel alanına saygı göstermenin ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..