Sanki ne olur al der gibi bakıyor benim gözlerime. Aynı rahmetli annemin bakışı, o böyle bakardı mahçup olup bir şey diyemediğinde. Ben evli değilim. Emekli imam babam ile beraber bir hayat sürmekteyim. Onunda maaşı var, benimde. Bu ay ki maaşım feda olsun dedim bu aileye. Postaneye gidip faturaları ödedim. Market, kasap işlerini de hallettim. Okula gittim tekrar, kantinci ablaya bir aylık Zeynep için parayı peşin ödedim. Ama sıkı tembih ettim. Çocuk beni bilmeyecek, dua ederse sana edecek. Eve gelip ayağa kalkamayan babama yemeğini koyayım sonra oraya varayım dedim. Sordu tabii hayırdır sen nereye diye..? Anlattım. Demez mi bundan sonra her ay onların faturalarını ben yatırayım. Allah razı olsun. Baba da olsa, her şey hikaye içinde yoksa. Ayfer ablaya vardım. Faturaları anlattım. Aldıklarımı da bıraktım. Şimdi sırada bakkal vardı, onu da kapatalım. Tarif et, sen gelme dedim. Tarifi üzerine gidip hepsini ödedim. Kalan parayı da götürüp, Ayfer ablaya verdim. Vedalaşıp yola çıktım. Ailenin ettiği duayı, yaşadığı duyguları anlatmayacağım şimdi size. Çünkü benimkisi başka bir hikaye. O gün bu aile için 3.910 TL para harcamıştım. Artık akşam oluyordu, arabam ile eve yaklaşmıştım. Benim annenim ablası var, öz teyzem yani. Ara sıra uğrar görürüm tüm işlerini. Çocuğu yoktu, ama iki emekli maaşı almakta idi. Aradı, gel bakalım evladım diye beni çağırdı. Harcayamadığı paraları bir cüzdana koymuş. Valla baktım ki bir deste olmuş. ‘’Al bunları, ben düğününü göremem ama alırsın sana lazım olanları. Tamamı senindir, inşaallah bunlar senin ihtiyaçlarını giderir’’ dedi. Allah’ım… Ben maaşımın hepsini harcamıştım. Hatta babamdan istemeyeyim diye arabama bir ay benzin bile alamayacaktım. Bugün aklıma gelmezdi bana bunları vereceğin. Borcunu iki saat içinde ödeyeceğin… Harcadığımın beş katından fazlası vardı şimdi cebimde. Ben şimdi bu paranın bereketiyle benzin de alacağım, kalanı ile de Zeynep’in ailesini birkaç ay daha ekmeksiz bırakmayacağım…
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..