Telefonu alırken k’o’rkmadım değil, o an için k’o’rktum ya görürse diye. Ama merak ediyordum. içimdeki şü-ph-elerden bir şekilde kurtulmam gerekiyordu. Açtım mesajları. Evet, a’n’n’em birisiyle konuşuyordu, üstüne üstük a’y’ıp fotoğraflar, vardı. Görünce e-lim ayağım ti-tredi. Bu fotoğraflar nedendi.Yaptığı yorum hele, okuyunca neye uğradığımı şa-şı-rdım benim gururumu, on-ur-umu, şere-fimi kırdı, ona hiç yakıştıramadım bu durumu. Sabah oldu ba-bam beni aradı. Hal hatır sorduktan sonra a’n’n’emide sordu. ne diyeceğimi bilemedim. Söylesem mi, söylemesem mi ikilem arasında kaldım. Sonuçta diyemedim.İşte onları okuduktan ve gördükten sonra ne yapacağımı bilmiyorum, üstüne üstük hala yalan söylemeye devam ediyor. Konuşmak ve sormak istedim Neden? diye Beni sevmesi, benimle iyi geçinmeye çalışması filan gördükçe ne yapacağımı bilemiyorum. Lanet olsun, nasıl çaresiz olduğumu anlatamam. Bana lütfen bir akıl verin, onun bana dokunduğunu hayal ettikçe tiksiniyorum, ne yapacağım bilmiyorum… Düşündüm ne yapsam ne etsem diye, ama bir çıkış yol bulamadımBu konu hakkında bir uzmanın verdiği cevap şöyle; İnsanlar bazen nelerle karşılaşacaklarını bilmedikleri bir yola savunmasızca, bir güvercin ürkekliğini içlerinde taşısalar da, attıkları adımla aslında ne kadar güçlü olduklarının farkında bile olmadan girer bazı bekar kadınlar. Ellerini bırakmadıkları, yanlarından ayırmadıkları çocuklarıyla çıkılan bu yolda kuvvet olur çocuklar. Onların sevgisiyle hayat anlamlanır.Bazıları yalnızlığın zevkini, keyfini çıkara çıkara yalnızlığı yaşasalar da hayat yalnız geçmez bunu unutmayın. Güçlü bir omuza yaslanmak, ben buradayım diyen bir eli tutma ihtiyacı da duyulur.