Kavuncu, Türkiye’deki düzensiz kentleşmenin hukuki normlara ve yasal düzenlemelere riayet edilmediğinin bir göstergesi olduğunu ifade etti. D-e-prem anında telefonla yakınlara ulaşmanın mümkün olmamasını eleştirerek, GSM operatörlerinin fiyat artışlarını hızla gerçekleştirdiğini, ancak altyapı yatırımlarına yeterince önem vermediğini ileri sürdü. Ulaştırma Bakanı’nın Suriye’nin internet altyapısını geliştirmeye yönelik proje sunumunu, mevcut altyapı sorunlarımız varken gereksiz bulduğunu ifade etti. Son zamanlarda meydana gelen ar olayı bağlamında, Kavuncu, Suriye’nin kuzeyindekiunsurlarının ile iç içe geçmiş yapısını sürekli olarak vurguladıklarını ifade etti. Amerika Birleşik Devletleri tarafından desteklenen güçler olduğuna ve bunların Suriye ordusuyla entegrasyonunun “kör bir tercih” oluşturduğuna dikkat çekilerek, 100 bin kişilik bir yapının 25 bin kişilik “seyrelteceği” ifade edilmiştir. Olayın,görmezden gelen bir zihniyetin tezahürü olduğunu ifade etti ve için rahmet diledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yargı paketi ve kamu düzenine dair yaptığı açıklamalara yanıt veren Kavuncu, adaletin herkes için eşit bir şekilde uygulanmadığını öne sürdü. Gizli tanıklarla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik bir gerçekleştirilirken, kendi belediyelerinde bulunan açık tanık beyanlarına rağmen harekete geçilmemesini eşitsizlik olarak değerlendirdi. Vatandaş, meşru haklarını elde edemediği takdirde sokaklarda tepkisini göstermekte ve iktidarın bu durumu önleyici tedbirlerle bertaraf edemeyeceğini, adaletsizliğin ortadan kaldırılması gerektiğini ifade etmiştir. Hukukun eşit bir şekilde uygulanmadığı bir ortamda, yargı kararlarının altında niyet arayışlarının başladığını vurgulayan Kavuncu, “CHP ve yönetimi, sona ermiş bir hikayenin siyasi boyutunu temsil etmektedir,” ifadelerini kullandı.
Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..