Anayasa Mahkemesi, Abidin Pışgin adlı akademisyenin diplomasının iptaliyle ilgili yaptığı bireysel başvuruya ilişkin kararında, idarenin hatası dolayısıyla bireylerin mağdur edilemeyeceğini ve kazanılmış hak ilkesine vurgu yaparak eğitim hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir. Kararın gerekçesinde, diplomanın elde edilmesinin üzerinden uzun bir süre geçtikten sonra geçerliliğini kaybetmesinin hukuka ve iyi yönetişim ilkelerine aykırı olduğu ifade edilmiştir. Bu nedenle, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasına yönelik tartışmaların da aynı hukuk çerçevesinde değerlendirilmesi gereklidir.
Anayasa Hukuku Profesörü Tolga Şirin, T2
‘te kaleme aldığı yazısında, İmamoğlu’nun diplomasına ilişkin tartışmaların hukuki dayanaktan yoksun olduğuna dikkat çekmektedir. 1990 yılında yürürlükte olan mevzuata uygun olarak kazanılan bir diplomanın, günümüzdeki düzenlemelerle geriye dönük olarak iptal edilmesinin hukuken mümkün olmadığına vurgu yapmaktadır. Özellikle, söz konusu diplomanın sahtecilik veya ağır usulsüzlükler barındırmadığı durumlarda, iptalinin yasal olarak geçersiz sayıldığı belirtilmektedir.
Anayasa Mahkemesi kararı, idarenin hatalı uygulamalarından bireylerin mağdur edilmemesi gerektiğini ve hukukun temel ilkelerinden biri olan kazanılmış hakların korunması gerekliliğini vurgulamaktadır. Hukuk sistemimizde, bir diploma usulüne uygun olarak elde edilmişse ve sahtecilik unsuru barındırmıyorsa, belirli bir süre geçtikten sonra iptal edilemez.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasına dair tartışmaların hukuki bir temeli bulunmamaktadır ve bu durum Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlarla açık bir şekilde desteklenmektedir. 7.000 günden fazla bir sürenin ardından, mevzuatta hile veya usulsüzlük bulunmadığı takdirde diplomanın iptali hukuka aykırı bir durum teşkil etmektedir. Tartışmaların hukuki çerçevede yürütülmesi ve manipülatif yaklaşımlardan kaçınılması büyük önem taşımaktadır.