Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

İki aşık evlenecekler nişan yapılmış


İki aşık, nişan merasimi gerçekleştirilmiş olup, evlilik günlerinin heyecanla beklenildiği bir döneme girmişlerdir. Ancak, her ikisi de gecenin gelmesini sabırsızlıkla bekleyememişlerdi. Bir gün, yürüyüş yaparken tren rayları üzerinde ilerlemeye başlamışlar. Aşama aşama ilerleyen süreç, al takke ve külah ile devam ediyor. Bu arada, tren ilerlemekteyken makinist raylarda bir gölge tespit etmiş ve sirene basmıştır; ancak söz konusu gölge hareket etmemektedir. Tren, bir kez daha yaklaşmakta; siren sesinde ise hiçbir tepki yok. Nihayetinde makinist frene asılır, ancak tren vagonları ani frenlemeye rağmen raydan çıkmıştır. İki genci zorla mahkemeye sevk etmişler. Kazaya yol açmaktan dolayı. Bilir şahıs, gençleri suçlu olarak değerlendirmiş, ancak hakim nihayetinde erkeğe yönelerek, “Oğlum, bu olay nasıl vuku buldu, anlat bakalım,” diye sormuştur. Delikanlı, konuşmaya başlamış: “Hakim bey, nihayetinde eş güdümlü olma kararı aldık.” İşimize bulunduğumuz noktadan başlamak, son derece memnuniyet verici bir deneyim oldu. Ben gelmekteyim, Ayşe de gelmektedir, tren de yaklaşmaktadır… Geliyorum, Ayşe de geliyor; tren de yaklaşmakta… Durumun böyle olacağını düşündüğüm için freni olanların durmasını önerdim. Bir gün, Nasreddin Hoca komşusundan bir kazan talep eder; bir talihsizlik meydana gelir. İşini tamamladıktan sonra, kazanının içine bir küçük tencere yerleştirip geri teslim eder. Kazan sahibi, tencereyi gördüğünde: “Bu nedir?” diye merakla sorar. Hoca, yanıtlar: “Müjde! Kazanınız yavruladı.” Bu haber, komşusunu memnun edecektir. “Elbette!” diyerek tencereyi kabul eder. Bir gün hocanın komşusundan kazanı istemesi söz konusudur. Alır; ancak bu defa iade etmeyecektir. Sahip belirli bir süre gözlem yapar. Kazanı geri almak üzere hocasının evine gittiğinde, kazanının henüz teslim edilmediğini fark eder. Hoca, üzgün bir yüz ifadesiyle: “Sizlere hayat, kaybımız büyük,” der. Komşu, hayretle şöyle der: “Aman Hocam, kazan hiç ölür mü?” Hocanın cevabı ise hemen gelmiştir: “Kazanın doğurmasına inanıyorsun da, öldüğüne niçin itiraz ediyorsun?” Hoca, ardından kazanı geri iade eder. Asıl amacı, çıkarlarına son derece düşkün olan komşusuna etkili bir ders vermektir.

error: Content is protected !!