Talebe bu teklifi daha güzel buldu ve adamın ayakkabısının içine bir miktar para koydu .Hocası ile görünmeyecek şekilde bir ağacın arkasına saklandılar.
Bir müddet sonra, ayakkabının sahibi geldi. Elbiselerini değiştirdi, ayakkabısını giyerken içinde bir şey olduğunu farketti. Baktığında bunun para olduğunu gördü. Bir müddet etrafına bakındı, hiç kimseyi göremeyince, dizleri üzerine oturdu ve ellerini açıp:
” Ya Rabbi, eşimin hasta, çocuklarımın aç olduğu sence malumdur, verdiğin bu nimet için Sana sonsuz şükürler olsun,” deyip gözyaşlarına boğuldu ve uzun bir süre ağladı. Bunu gören Hoca ile talebesi de gözyaşlarını tutamadılar…” Evet, Hocam, daha sevinçliyim. Şimdi, daha evvel anlamadığım şu cümlenin manasını anladım: Verdiğin zaman, aldığın zamankinden daha mutlu olursun”.
Hocası dedi ki:
“Evladım! Güçlü ve haklı olduğunda affetmek: Vermektir.”
“Yokluğunda kardeşine dua etmek: Vermektir.”
“Haksız iken özür dileyebilmek: Vermektir.”
“Başkasının ırzına kem gözle bakmamak: Vermektir.
“İnsanların gönüllerine sevinç ekmek: Vermektir…
Sevincimizi başkalarının üzüntüsü üzerine değil sevinci üzerine kurmak dileğiyle
Yoksulluk veya fakirlik, günlük temel ihtiyaçların tamamını veya büyük bir kısmını karşılayacak yeterli gelire sahip olmama durumudur. Özellikle, yiyecek, içecek, barınma, giyim-kuşam gibi temel ihtiyaçlara zor erişmek veya erişememek yoksulluk olarak tanımlanabilmektedir.