Tsunami Riski Neden Artıyor?
Marmara Bölgesi, Alp-Himalaya dağ kuşağında yer alan Türkiye’nin önemli bir tektonik bölgesidir ve bu nedenle sık sık büyük depremler yaşanması bekleniyor. Prof. Dr. Taymaz, bu bölgenin genç bir tektonik yapıya sahip olduğunu ve bu nedenle deprem üreten büyük fayların varlığını vurguluyor. Özellikle Kuzey Anadolu Fayı’nın aktif olması nedeniyle Marmara’nın güney ve kuzey kıyıları bu fay hatlarının tehdit ettiği bölgeler arasında yer alıyor.
Marmara Denizi’nde gerçekleşebilecek büyük bir deprem, bölgedeki deniz tabanını etkileyecek ve bunun sonucunda tsunami dalgalarının oluşması mümkün olacaktır. 1999 yılında gerçekleşen büyük Marmara Depremi, bu tür olayların ne kadar yıkıcı olabileceğini gözler önüne sermişti. Kavaklı sahillerinden İzmit Körfezi’ne kadar uzanan sahil şeridinde tsunami etkileri gözlemlenmişti.Hangi Bölgeler Tsunamiden Etkilenebilir?
Prof. Dr. Taymaz’a göre, Marmara Denizi kıyılarındaki bazı bölgeler tsunami riski altındadır. Özellikle, Çınarcık Havzası, Orta Marmara Çukuru ve Tekirdağ Marmaraereğlisi açıkları tsunami oluşumuna yatkın bölgeler arasında yer alıyor. Ayrıca, Gaziköy’den Saros’a kadar uzanan hattaki faylar da potansiyel tehlike taşıyor. Bu bölgeler, büyük bir depremin ardından meydana gelebilecek tsunami dalgalarından etkilenebilir.
Bunun dışında, Çınarcık Havzası’na yakın bölgeler de büyük bir risk altındadır. Yalova, Armutlu Yarımadası, Karamürsel, Mudanya ve Hersek Deltası, Marmara’nın güney kıyılarındaki diğer önemli risk alanları arasında yer alıyor. Prof. Dr. Taymaz, tsunami dalgalarının büyüklüğüne göre bu bölgelerdeki etkilerin farklılık gösterebileceğine dikkat çekiyor. Tsunaminin büyüklüğü, deniz tabanı morfolojisi, su derinliği ve depremin büyüklüğüne göre değişen etkiler yaratabilir.Tsunami ve Deprem: Ulusal Güvenlik İçin Tehdit
Tsunami ve deprem, sadece yerel değil, ulusal güvenliği de doğrudan etkileyebilecek felaketlerdir. Bu nedenle, Marmara Bölgesi’ndeki deprem ve tsunami riski göz ardı edilmemeli, bölgedeki yerleşim yerleri ve altyapılar bu tehlikelere karşı güçlendirilmelidir. Tsunamilerin oluşumu, sadece büyük depremlerle sınırlı değildir; deniz tabanındaki heyelanlar ve volkanik patlamalar da tsunamiye yol açabilir. Örneğin, 2020 yılında Ege Denizi’nde gerçekleşen Sisam Adası depremi, bölgedeki tsunami riskini bir kez daha gözler önüne serdi.Tsunami Riskine Karşı Ne Yapılmalı?
Taymaz, Türkiye’nin bu tehditleri göz önünde bulundurarak, yüksek teknolojilerle tsunami ve deprem erken uyarı sistemleri geliştirmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, bölge halkının ve yerel yönetimlerin tsunamiye karşı hazırlıklı olması için eğitim ve tatbikatların artırılması gerektiğini ifade ediyor. Denizin derinliklerine yapılan incelemeler ve fay hatlarının haritalandırılması, tsunami riskinin daha doğru bir şekilde öngörülmesine yardımcı olabilir.Marmara Bölgesi’nde gerçekleşebilecek büyük bir depremin ardından oluşabilecek tsunami dalgaları, kıyı şehirlerini ciddi şekilde etkileyebilir. Bu nedenle, yerel yönetimler ve halk, olası bir felakete karşı hazırlıklı olmalı ve riskleri en aza indirmek için gerekli önlemleri almalıdır.