Polis memuru, sakin ve ciddi bir edayla aracı durduruyor; ancak olay ilerledikçe bu müdahalesinin ne kadar uygunsuz ya da fazla olduğu anlaşılıyor. Cenazenin bulunduğu araç değil, boyut ve işlem hataları sebebiyle yapılan yanlış durdurma olduğu ortaya çıkıyor.
Bu sırada çevredeki kişiler merakla durumu takip ediyor. Memur, önce mesleki titizlikle hareket etme niyetindeyken, birkaç dakika içinde ciddi bir hata yaptığını fark ediyor. Yapılan işlemin sınırlarını aşan bir meraktan ibaret olduğu ve kamu önündeki sağlık-saygı hassasiyetini hiçe saydığı ortaya çıkıyor.
Hikâyede şu temalar öne çıkıyor:
Güç kullanımı ve otoriteyi yanlış kullanmanın sonuçları,
İnsan onurunun korunması gereken cenaze, hasta veya ölüm esnasında bile dikkat edilmesi gereken hassas bir alan olduğu,
Küçük görünebilecek bir kontrolde bile etik sınırların aşılabileceği,
Meslektaşlar ya da üçüncü kişiler tarafından hızlı bir şekilde müdahale edilmesinin olumsuz sonuçları engelleyebileceği.
Bu olayda polisin ilk amaçlı eylemi, itibarı yüksek mesleği adına doğru görünse de; sonuç itibarıyla kariyerine ve ekip içi güvene zarar verebiliyor. Cenazenin özel anlamı ve dini-sosyal hassasiyetleri düşünüldüğünde, bu tür müdahaleler dikkat ve özen gerektiriyor. Öte yandan olayın ifşa edilmesiyle birlikte toplumun yargısı hızla şekilleniyor; memur kendini gerekçe göstermektense, yapan davranıştan dolayı sorumlu tutuluyor.
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..