Yavuzyılmaz, beş ay içerisinde 61 ayrı ihaleyi kazanan şirketin sahte belgeler ve şaibeli teklifler aracılığıyla tam 43 milyon 457 bin TL’lik usulsüz kazanç sağladığını öne sürdü. Yavuzyılmaz’ın bu iddiası, kamuoyuna bomba etkisi yarattı Deniz Yavuzyılmaz, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, bu olayın münferit bir yolsuzluk olmadığını, aksine sistematik bir yapı aracılığıyla gerçekleştirildiğini belirtti. Yavuzyılmaz’ın ifadesiyle, “AK Parti bir ahtapot gibi sardı” diyerek vakıflar ve kamu kaynaklarının siyasi bağlantılar aracılığıyla nasıl istismar edildiğine dikkat çekti.İddialara göre, ihalelere teklif veren firmaların birçoğu ya aynı kişiye aitti ya da üçüncü taraf firmalar adına sahte teklif belgeleri düzenlendi. Kazanan firmanın tek bir çalışanı olduğu ve ofisinin yalnızca bir sanal ofis adresi olduğu tespit edildi. Bu bulgular, işin başından itibaren tek bir firmanın lehine kurgulandığını gösteriyor.Vakıflar Genel Müdürlüğü Raporu: Baştan Sona Kurgulanmış Satın Alma Süreci Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu’nun yürüttüğü soruşturma sonucuna göre: İhale süreçleri göstermelik yürütüldü. Piyasa araştırmaları gerçekçi değildi. Satın alma dosyaları baştan sona uydurma belgelerle hazırlandı. Vakıf kaynakları sistematik olarak zarara uğratıldı. Sahte hizmet ifa tutanakları hazırlandı. Satın alma evraklarında ve banka ödeme talimatlarında imzası bulunan kişiler haksız kazanç sağladı.Yavuzyılmaz’ın açıklamasında doğrudan isimler de yer aldı. Soruşturma kapsamında imzası tespit edilen vakıf yetkilileri: Şeref Ateş (Enstitü Başkanı) – Kaçak Rahmi Göktaş (Başkan Yardımcısı) – Serbest Murat Çakır (Daire Başkanı) – Tutuklu Bu isimlerin aynı zamanda satın alma komisyonunda da yer aldığı ve ihaleleri yönlendirdiği ifade ediliyor. Yavuzyılmaz, dosyada yalnızca bürokratların değil, üst düzey siyasi isimlerin de aile bireylerinin adının geçtiğini belirtti. Bu durum, yolsuzluk zincirinin yalnızca bir vakıfla sınırlı olmadığını, daha geniş bir yapının parçası olduğunu gözler önüne seriyor. Bu yolsuzluk iddiaları, kamu kaynaklarının nasıl belli çıkar gruplarına aktarıldığını ve hesap verme mekanizmalarının nasıl devre dışı bırakıldığını bir kez daha gündeme taşıdı. CHP’li yetkililerin yaptığı çağrılarla birlikte kamuoyunda bu dosyanın takipçisi olunacağı vurgulanıyor.