“Evet, evet… Bu iyi,” diye yanıt verdim, ama yüzümdeki hafif pembeleşmeyi saklayamadım. O da fark etmiş olacak ki hafifçe gülümsedi. Başka bir şey ister misiniz? diye sordu. ;Sanırım yok, ya da… Belki çikolata? dedim, farkında olmadan biraz daha çok süre geçirmek istediğim açıkça belli oluyordu. Raflara yöneldi, en sevdiğim markayı uzatırken Bu çikolatanın hayranı mısınız?; diye sordu. Hafifçe gülümsedim, Evet, ama siz nereden bildiniz Sık sık alıyorsunuz. Unutulacak bir müşteri değilsiniz, dedi. Bu sözlerle kalbim bir kez daha süratle çarptı. Utanarak teşekkür ettim ve kasanın yanına geldim. O sırada bir şey söylemek istedim ama cesaret edemedim. Tam bakkaldan çıkarken arkamdan bir ses geldi. Bu arada, adınızı hiç sormadım, ben Emre, dedi. Arkama dönüp hafifçe gülümsedim. Memnun oldum, ben de diye aşaması söyledim ve ekledim,Sanırım bu bakkala bundan sonra daha sık gelirim. Gülümsemesi biraz daha büyüdü.Ne zaman isterseniz,; dedi ve ben o an, sıradan bir bakkal alışverişinin hayatımda yeni bir hikâye başlatacağını fark ettim.