Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Balkonunuza kumru konduysa


Türk kültüründe hayvanların ve natural olayların özel anlamlar taşıdığına inanılır. Bu sembollerden biri de pencereye konan kumrudur. Kumru, tarih süresince barışın, huzurun ve bereketin sembolü olarak kabul edilmiştir. Peki, pencerenize bir kumru konduğunda bunun manası ne olabilir? Eski inanışlara göre, pencerenize bir kumrunun konulması evinizde yeni bir başlangıç, bereketli bir devre ya da huzurlu bir ortamın oluşacağına işaret edebilir. Türk mitolojisinde kumrular, iyi haberlerin habercisi ve ruhsal dengeyi gerçekleştiren mübarek figürler olarak görülmüştür. Bu yüzden, pencerenize konan bir kumruyu görmek, olumlu gelişmelerin geldiğini düşündürebilir. Kimi inanışlara göre, evinize gelen bir kumru, aile bağlarının kuvvetlenmesi ve sosyal dayanışmanın yükselmesi ile da ilişkilendirilir. Peygamberimizin Sevir mağarasında müşriklerden gizlenmesine sebep bulunduğu bahsedilen hadisede; müşrikler tam peygamberimizin gizlendiği mağarayı bulmak üzereyken Tanrı’ın emriyle birkaç saniyede örümcek mağaranın ağzına ağını örmüş, güvercin de yumurtalarını doğurup ağın üstüne yuva kurarak bir vazife icra etmiştir. Müşriklerin uzun vakittir mağaranın kullanılmadığı zannının meydana gelmesine sebep verdikleri amacıyla özel bir muhabbet dikazz güvercinlere. Bu sebeple evimizin balkonuna ya da bir köşesine bir kumru yuva yapacak olsa sevinçten bir diğer oluruz. Kuş bilimcilerin kumru ile alakalı gerçekleştirdikleri incelemeleri da görünce onlara olan sevgim bir kat daha arttı. Birbirlerini severek evlenen çiftlere “kumrular gibi” benzetmesi yapılır genelde. Bunun sebebi; kumrular, katiyen eş değiştirmezlermiş. Her ne şartta olursa olsun hiçbir kumru, hiçbir vakit diğer bir kuşun yuvasına girmezmiş. Kumrular, içersinde varbulunduğu şartlara her vakit uyum gösterirlermiş, eşine de katiyen kötü davranmaz ve ondan diğersına da âşık olmazlarmış. Kumruların eşlerine bağlılıkları destansı bir sevda imiş. Eşlerden biri ölecek olsa, kalan eş hayat boyu diğersıyla eşleşmezmiş. Bir vesileyle birbirini kayıp etse ya da biri ölse diğer bir kumruya da gönül vermez eşinin hayat boyu ayrılığının yasını tutar mutsuz bir yaşam sürermiş. Biz insanlar gibi evlilik amacıyla ev araba yatak yorgan mobilya derdine düşmez birkaç dal parçasıyla kolay bir yuva yaparlarmış. Senede iki yumurta yumurtlayıp aşağı yukarı 15 gün kuluçka devreinin sonrasında yavrular, yumurtadan çıktıktan 18 gün sonra uçarlarmış. Kumruların ömrünün ortalama bir sene olması sebebiyle bir defada yalnızca iki yavru yaparak onları besleyip büyüterek bir yaşam sürerlermiş. Kumruların birbiriyle tanışması “guguk” ötüşüyle başlayıp erkek dişiyi takip eder ve çiftleşme başlarmış. Ondan sonra da bir daha birbirlerinin yanından ayrılmazlarmış. Aşklarının ürünü olan yavrularını, güvercin sütü denilen bir salgıyla gagadan gagaya aktararak beslerlermiş. Kumruların yuvalarını ıssız olmayan ve insanlara yakın yerlere kurmasının sırrını da yaşadığım olaydan anladım. 2 kumru evvelce guguk ötüşleriyle evin balkonuna birkaç gün geldi gittiler. Sanki keşif çalışması yapar gibi. Tespit tamamlanınca dallar toplandı. Dişi kumru 2 yumurta doğurdu. Gece ve gündüz vardiyalı olarak birkaç gün yumurtanın üstünde dişi ve erkek kumru yumurtaları koruma altına aldılar. Sonra da ana kumru, yumurtaların üstünde devamlı olarak birkaç dal parçasıyla kurduğu yuvasında oturdu. Erkek kumru arada bir gelip guguk diliyle konuşuyorlardı. Farklı bir muhabbetle… Bir sabah kalktım yuva darmadağın olmuş ne yumurta var ne kumru. Çok üzüldüm, araştırdım internette videolar izledim ve acı sonu öğrendim. Meğer insanlar arasında yuva yıkmayı adet durumuna getiren, diğerlarının mutluluğuyla oynamayı zevke dönüştüren kötü insanlar gibi hayvanlar dünyasında de kötülük yapıp yuva yıkan cinsler varmış. Yabani bir kuş cinsi, kumru yuvalarını gezermiş. Fırsatını bulduğu bir vakitte saldırıp, evvelce kumruyu yuvasından uçurup sonra neredeyse doğma adımında olan o yumurta içersindeki kumru yavrularını kaçırıp onları yerlermiş efendim. Çok züldüm ama yaşamın gerçekleri bunlar. Arada sırada Tanrı kuluna ibretlik işler gösterir, belki biz kullar ibret alırız diye. Değerli dostlarım, evlilik yaşamına başlarken de yuvayı kurduktan sonra da aile bireylerinin kumrulardan alacak çok dersler bulunduğu kanaatiyle; kumrulardan sevgi, ahlak ve dayanışma konusu ile alakalı dersler çıkarmamız yararlı olur kanaatiyle bir kumru makalesi yazdık. Kumrular gibi eşlerinize âşık olun, yuvanıza sadık olun, kısacık ömrünüzü anlamlı kılın. Bakın o vakit yaşam ne kadar tatlı olacak. Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.


Diğer Galeriler
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

error: Content is protected !!