Oğlum doğduğundan beri uykum hafifti. Onu gözümün önünden ayırmıyor, en küçük seste bile uyanıyordum. Bir süre sonra içim rahat etsin diye odasına kamera kurdum. Telefonumdan her an onu görebiliyordum. İlk günler huzur vericiydi; gece yarısı ekrana baktığımda oğlumun derin nefesini izlemek bile bana iyi geliyordu.
Ama bir gece… ekrana bakarken kalbim duracak gibi oldu. Odanın köşesinde, pencerenin yanındaki karanlık bölgede bir gölge hareket etti. Önce gözlerime inanamadım, “Herhalde perde oynadı” diye düşündüm. Ama hayır… Gölge, bağımsız bir şeymiş gibi süzülüyordu. Ardından oğlumun yatağına yaklaştı. Bedenim buz kesti, nefesim tutuldu. O an koşup kapıyı açmakla, ekrana kilitlenip izlemek arasında kaldım.
Kendi kendime “Işık yansımasıdır, başka bir şey olamaz” desem de içimdeki korku büyüyordu. Görüntüyü defalarca ileri sardım, geri aldım… ama gölge hep aynı hareketi yapıyordu.