O konuşmalar evraklara bakışımı değiştirdi. Kocam bana imzalattığı “sıradan evrakların” arasında aslında mülk belgeleri de vardı — benim anne ve babamdan kalma evin tapusu dahil. Kardeşinin mali sorunları olmuş, kayınvalidemle birlikte satılması gerektiğini planlamışlardı. Plan öyle gizliydi ki ben asla fark etmeyecektim.
O kapı aralığında, dünya sarsıldı ayaklarımın altından. Kalbim öyle güçlü atıyordu ki her atışı ağzıma kadar geliyordu. Hayatımın hiçbir anı, o anda yaşadığım sarsıntı kadar yıkıcı olmamıştı.
Artık evim eskisi gibi değildi; güvenim kırılmış, gerçekle yüzleşmiştim. Koca, kayınvalide, evraklar — hepsi ödüllü bir oyun planının parçalarıydı. Ve ben, artık hiçbir şeyi eskisi gibi görmeyecektim.