Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Tekerlekli sandalyeli bir kız barınağa geldi ve en tehlikeli köpeği eve götürmek


Tekerlekli sandalyeli bir kız barınağa geldi ve en tehlikeli köpeği eve götürmek istedi: kızı görünce çoban havlamaya başladı, sonra da bunu yaptı…
Felçli bir kız o gün ilk kez barınağa gitmeye karar verdi. Uzun zamandır sadece oynamak ve yürüyüş için değil, gerçek destek için de orada olacak bir köpeğin hayalini kuruyordu.
Geniş, kafesli odaya girerken tekerlekli sandalyesinin tekerlekleri koridor zemininde nazikçe gıcırdıyordu.
Köpekler havladı, zıpladı, her biri kendine dikkat etmeye çalıştı – kimisi mutlu kuyruğunu salladı, kimisi yüksek sesle çekti, kimisi özgürlük istedi ızgaraya atladı. Kız her kafeste durdu, dikkatli baktı, ama yüreği sustu. Ruhunda tek bir köpek bile yankılanmadı.
Zaten boşuna geldiğini düşünmeye başladı, birden bakışları köşeye sıkıştı. Orada, parmaklıkların gölgesinde, bir Alman Çoban Köpeği yatıyordu.
Patlamadı, havlamadı, insanlara bile bakmadı. Devasa, güçlü, akıllı gözlü, etrafındaki koşuşturmadan uzaklaşan derin bir kestirme gibi bir köpek.
-O gün felçli kız ilk kez sığınağa gitmeye karar verdi. Uzun zamandır sadece oyunlar ve yürüyüşler için değil, aynı zamanda gerçek destek için de orada olacak bir köpeğin hayalini kurmuştu.
Kafeslerin bulunduğu geniş bir odaya doğru ilerlerken tekerlekli sandalyesinin tekerlekleri koridorun zemini boyunca yavaşça gıcırdadı.
Köpekler havladı, dörtnala koştu, her biri dikkat çekmeye çalıştı — biri mutlu bir şekilde kuyruğunu salladı, biri yüksek sesle şakladı, biri özgürlük talebiyle parmaklıklara atladı. Kız her kafeste durdu, dikkatlice baktı ama kalbi sessizdi. Ruhunda tek bir köpek bile yanıt vermedi.Zaten boşuna geldiğini düşünmeye başlamıştı ki aniden bakışları köşeye takıldı. Orada, parmaklıkların gölgesinde bir Alman çobanı yatıyordu.
Aceleyle dışarı çıkmadı, havlamadı ve hatta insanlara bakmadı. Kocaman, güçlü bir köpek, akıllı gözlü, sanki bağımsız bir şekilde uyuyormuş gibi, etraftaki telaştan uzaklaşıyor.
— Burada. Onu istiyorum, — dedi kız beklenmedik bir şekilde kesin bir tavırla, çobanı işaret ederek.
Barınak çalışanı şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı:
— Hanımefendi, anlamıyorsunuz… Bu köpek — gerçek bir sorun. Vahşidir, sürekli insanlara saldırır. Kimse kaldıramaz. Hatta onu uyutmayı bile düşündük.
Kız sadece gülümsedi ve başını salladı:
— Hiçbir şey. Hepimizin kusurları var, dedi kız bebek arabasını işaret ederek, — Onunla yüz yüze görüşmek istiyorum. Bak onun görünüşü nasıl.
— Peki… ne istersen, — adam ağır bir iç çekti. — Ama seni uyarıyorum: her şeyin sonu kötü olabilir.

Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..


error: Content is protected !!