Ancak bir yıl önce gece yarısı aldığım telefonla her şey değişti. O kazada hayatta kaldı, ama artık yürüyemiyordu. İlk başta sadece yaşadığına şükrettim, ama sonra çevremden gelen yorumlar başladı:
“Henüz gencisin, hayatını mahvetme.”
“Normal bir adam bulur, çocuk yapar, mutlu olursun.”
Ama onlar anlamıyordu; ben zaten onunla mutlu ve huzurluydum. O, olduğu gibi sevdiğim insandı.
Düğün günü geldiğinde her şey mükemmeldi: çiçekler, müzik, insanlar. O, şık bir gömlek ve askılıklar içinde, ben beyaz bir elbiseyle, gözlerim sadece ona odaklanmıştı. Ama misafirlerin bakışları farklıydı; bana acıyarak bakıyorlardı. Bu beni üzüyor, ama onun yanımda olması her şeydi.
Ve sonra, törende beklenmedik bir şey oldu. İlk dansımızda, tekerlekli sandalyesiyle beni müziğe göre döndürdü. Sonra mikrofonu aldı ve titrek bir sesle:
“Sana bir hediyeim var; hazır mısın?”
Kardeşi kalktı, ona destek oldu. Herkes nefesini tuttu; o, yavaşça ayağa kalktı. İlk adımlarını atarken, bana doğru yöneldi. “Bunu senin için yapacağımı söyledim; çünkü sen bana inandın, kimse inanmazken.”
O an herkes ağlıyordu; ben dizlerimin üstüne çöküp onu kucakladım. Hayatımda hiç böyle hissetmemiştim.
O günden sonra hayatım asla aynı olmadı. Çünkü biliyorum ki, gerçek sevgiyle mucizeler gerçekleşir.
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..