Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Beş eski dost, yaz güneşinin altında serin bir sabah keyfi yapıyordu


Ama o an, huzur aniden kesildi. Ufukta beliren hareketli bir gölge, hızla yaklaşıyordu—bir köpek. Karışık cinsli, sevimli görünüşünün ardında bir huzursuzluk taşıyan bu yarı yaban, grupla birlikte dolaşmaya başladı. Başını çevikçe oynatıyor, havlıyor ama kendini korkutulmuş gibi göstermiyordu.
— Ne kadar sevimli! —bir kadın elindeki kurabiyeyi uzattı.
— Belki açtır, bir parça verelim! —diğeri önerdi.
Ancak köpek yiyeceğe ilgisiz kaldı. Hala çevrelerinde dönüyor, havlamasını artırıyordu. O an, dört dost donup kaldı; rahatsızlığın ipuçlarını hissediyorlardı.
İçlerinden en gözlemcisi solgunlaştı:
— Kızlar… kürküne dikkat edin.
Köpeğin tüylerinde, kızıl tonlarla karışan koyu lekeler vardı. Kan… Korku dolu bakışlarla birbirlerine yöneldiler, sonra usulca köpeğin yanına eğildiler. Açıkça taze kan lekeleri; ya bir yarası vardı ya da başka bir trajedi taşıyordu bu küçük yoldaş.
— Tanrım… acaba sakatlanmış mı? —biri titreyen bir sesle sordu.
Köpek ne acı çekiyordu ne de acıdığını belli ediyordu. Aksine, aniden harekete geçti ve kayalık bir buruna doğru koşmaya başladı. Arkadakiler şaşkınlıkla peşinden yürüdü; kalpleri hızlı hızlı çarpıyordu.
Sahile yaklaştıklarında manzara içlerini buz kesti: suların hemen kıyısında bir adam baygın yatıyordu—kaşarlanmış bir taşın yanında, başının altındaki kumda kan izleri vardı.
Köpek adamın üzerine atladı, onu koklamaya ve havlamaya başladı; bir yardım çağrısı gibiydi. Kadınlardan biri telefonu eline aldı, titreyen parmaklarla acil servisi aradı.
— Nefes alıyor mu? —bir başkası, diz çökmüş vicdanlı bir tonda sordu.
— Zorlukla… —diğer kadın yumuşak bir umutla cevapladı, elini adamın göğsüne bastırarak.
Ne yaptıysalar, adamı uyandırmayı başardılar; köpeği sakinleştirip onu da sevdiler. Gözlerinde yalnızca bir anlık huzur vardı: yardım istemiş ve bunu yürekten başarmıştı.
Kısa sürede siren sesi duyuldu, ambulans hızla geldi. Adama nazikçe müdahale ettiler. Hareket halindeyken, köpek—bir dostluk jesti olarak—yanlarındaki kadından ilgi beklercesine başını uzattı.
O anda hepsi düşündü: Eğer o sadık köpek olmasaydı, birkaç adım ötede ölüme terk edilmiş bir can bu kadar sessizce görünmez kalacaktı.

Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..


error: Content is protected !!