Günümüzün artan güvenlik dünyasında, havaalanları artık yalnızca seyahat noktaları değil, aynı zamanda kolluk kuvvetlerinin kaçakçılıkla olan savaşında birer ön cephe haline geldi. Bu savaşın görünmeyen kahramanları arasında, özel olarak eğitilmiş K9 köpekleri yer alıyor.
O sabah, her şey olağandışı bir şekilde sıradandı. İstanbul Havalimanı’nda görevlendirilen K9 birimi, rutin kontrol devriyesine başlamıştı. Aralarında en dikkat çekeni, sekiz yaşındaki Belçika Malinois cinsi köpek “Atlas” idi. Sayısız başarılı operasyonun kahramanı olan Atlas, bugün tuhaf bir şekilde komutlara uymamaya başladı.
Görevli polis memuru, köpeğin ani yön değiştirip terminalin kalabalık dış bölümüne koştuğunu görünce önce sadece konsantrasyonunun dağıldığını düşündü. Ardından telsiz anonsları geldi:
“K9 Atlas kayboldu. En son Dış Hatlar Geliş Terminali yönünde görüldü.”
Arama başlatıldı. Kameralar tarandı. Köpeğin sistem dışına çıkması mümkün değildi… ama olmuştu.
Yaklaşık yirmi dakika sonra, Atlas, terminalin personel geçiş kapısının hemen arkasında havlamaya başladı. Bulunduğunda, köpeğin ağzında çamurlu bir kumaş parçası vardı. İlk başta kimse anlam veremedi.
Ancak detaylar ortaya çıkmaya başlayınca gerçek de netleşti.
Atlas, kendi içgüdüleriyle hareket etmişti. Eğitimli burnu, bir bavulun içerisinden gelen çok zayıf bir kokuyu — insan kanını — tespit etmişti. Bavul, yasal prosedürlerin dışına çıkarılmış, personel kartı taşıyan biri tarafından kaçırılıyordu. İçinden çıkarılan kumaş parçası, daha sonra yapılan analizle, organ kaçakçılığına dair kanıtların ilk parçası olacaktı.
Atlas kaybolmamıştı. Sadece herkesin önceden göremediği bir şeyi çoktan fark etmişt
Üstteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..