Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Bir babanın Evladı İle Dertlemşmesinden Sonra


Tanınmış bir şef olan baba, ocakta üç adet eşit boyutlarda kap yerleştirmiş, her birine eşit miktarda su doldurmuş ve her birinin altında eşit ölçüde ateş yakmıştır. Ve birinci kaba bir havuç, ikinci kaba bir adet yumurta, üçüncü kaba ise bir avuç çekilmemiş kahve çekirdeği yerleştirmiş. Her birini tam olarak 20 dakika boyunca pişirmiştir. Sonrasında ateşi düşürmüştür. Daha sonra masaya iki adet tabak ve bir boş bardak yerleştirmiş. Öncelikle haşlanmış havucu alarak bir tabağa yerleştirmiş. Ardından haşlanmış yumurtayı diğer tabağa yerleştirmiş. Ardından, suya mükemmel şekilde karışmış ve ideal kıvama ulaşmış kahveyi alıp bir bardağa boşaltarak, kızına yöneldi ve sordu: “Kızım, sen ne görüyorsun?” Kızı ise yanıtladı: “Havuç, yumurta ve kahve.” Babasının kızı masaya daha da yaklaştırarak, onun bu nesnelere daha dikkatli bir gözle bakmasını arzulamıştır. Kızının hayret dolu ifadesini gören baba, açıklamalarına devam etti: Havuç, haşlama işlemi sonucunda yumuşak bir kıvama büründü. Yumurta, artık pişme sürecinin ardından içi katılaşmış bir kıvam kazandı. Kahve, bir yudum alındığında son derece etkileyici bir lezzet sunuyor. Aroması da son derece hoş. Kız, derin bir şaşkınlık içerisinde, “Baba, bunu bana hangi amaçla gösteriyorsun?” diye sormuş. Babası demiştir ki, hepsi benzer biçimde, aynı kapta, eş sıcaklıkta ve aynı süre zarfında pişirilmiştir. Ancak, her biri bu etkiye özgün tepkiler gösterdi. Havuç başlangıçta sert ve dayanıklıydı, ancak kaynatıldığında yumuşayarak zayıfladı ve çözünme eğilimi gösterdi. Yumurta ise son derece narin bir yapıya sahipti; en hafif bir dokunuşla çatlama riski taşırken, kaynatıldığında iç kısmı sertleşip katı bir hal aldı. Bir avuç işlenmemiş kahve, yine sert bir yapıya sahipti ve tüm taneler birbirine benzerlik gösteriyordu. Ancak ısıtıldıklarında, bu kahve çekirdekleri ısındı, gevşedi ve özlerini suya bırakarak amacına ulaştı. Koku ve tat yayıldı, suyun özünü alarak benzersiz lezzetini bir kahve deneyimine dönüştürdüler. Adam, “Kızım, sen hangi kimliktesin?” diye sormuş. Zorluklarla karşılaştığında nasıl bir tepki veriyorsun? Sorunlarla karşılaştığında çözüm üretebiliyor musun, yoksa kimliğini kaybetmekten mi korkuyorsun? Yoksa içinde bulunduğun durumları kabullenmeyerek, başta kendine olmak üzere kimseye fayda sağlayamayan katı bir tutum mu sergiliyorsun? Yoksa sen bir kahve misin? Kendini feda ederek başkalarına mutluluk, huzur ve tat sunan bir sevgi kaynağı mısın? Bir karar ver, sevgili dostum; bence hayatta bir kahve olmalısın. Kahve, var olduğu ortamı dönüştürür ve neşesini etrafına yayar. Başkalarının yaşamaları için kendini feda et ve bu fedakarlıkta sonsuz bir mutluluk bul.

error: Content is protected !!